24 Ekim 2013 Perşembe

BEREKET SEMBOLÜ BALIK VE CAM ŞİŞE BOYAMA

Fareler tek seferde 18 civarında fare yavrulayabilir.Bunu yılda 4-5 kez yapabildiklerini düşünürsek,ailelerine yılda yüze yakın üye katabilirler.Lakin hiçbir zaman dünya,fare istilasına uğramamıştır.Balıklar ise ne kadar çok yumurta bırakırlarsa bıraksınlar,yumurtaların ve bebek balıkların %80'i telef olur.Buna rağmen kalan %20 bilinçli bir hasar görmezse,denizler balık dolar.İşte bunun adına:"Bereket"denir.Yüce Yaratan balıklara, tüm yenilebilir hayvanlara bahşettiği gibi bereket bahşetmiştir.Bundan dolayıdır ki balık her dilde bereketin sembolüdür:)Dokunmadan sevme diye bir sevgi türü yoktur kanımca.Fakat balıklar istisnadır.Onları gözleriyle de doya doya sever,öper koklar insan.Bir süre önce internette balık motifli çini bir tabağa rastladım.Aman Allah'ım o nasıl bir güzellikti öyle.İçimden ekranı öpmek geldi(öpmedim ama).Çizgilerde ve renklerle masalsı bir sıcaklık ve derinlik yoksa çini sevdiğim söylenemez(di).Fakat sanırım o balıklara aşık oldum.Zira;balıklar




yakut kırmızısı laleler,turkuaz ve gülguni renkli çiniler rüyalarımı süslüyor.


Kabul ediyorum balıklı çini boyayamam (şimdilik tabi ki)ama elbette balıklı dekupaj yapabilirim:)
BALIK MOTİFİ,BALIK DESENİ
Bu muhteşem balık motifi çini bir karonun üzerine boyanmıştı.Şimdi benim su şişemi süslüyor.Çini niyetine olsun inşaALLAH...
Bir gün çini üzerine de balıklar çizeceğim :)
Mavi zemin üzerine resim transferi yaptım.Üzerini de 4-5 kat vernikledim.Çok güzel oldu.Ona yanağımı yaslayıp uyuyasım var.Yaprakları sitenin bahçesinden topladım.Sonbahar madem böyle büyüleyici geçiyor,onu da minnetle anayım istedim:)
Yaş aldıkça bana bir haller oldu,hangi mevsimi daha çok sevdiğimi bilemez oldum.Ya da hep böyle muhteşemdi mevsimler,ben yeni farkına vardım :)

Feng Shuı dipnotu:Evimizin sağını solunu balık motifleriyle süsleyelim,baktıkça bereketi çağrıştırsın hanemize.Sonra Sonsuz Bereketin Sahibine,Şükredelim Sınırsızca...
Sevgiyle afiyette kalın inşaALLAH...

21 Ekim 2013 Pazartesi

YARI YAŞIN KUTLU OLSUN MASALSI-CAM KAVANOZ BOYAMA :)

Benim kalabalık bir ailem var.Böyle bir aileye mensup olmanın tartışmasız pek çok nimeti var.Benim en sevdiğim;her güne kutlama yapacak bir sebebimizin olmasıdır.Bir yılda kestiğimiz pastasının tahmin edilebilir bir sayısı yoktur.Bunda Periliçenin(kız kardeşim) pastacılıkla ilgili bir işte çalışıyor olmasının payı inkar edilemez.Marie Antoinette yaşasaydı muhakkak bizi çok severdi:)
Neden blogumun yarı yaşını kutlama yazıma böyle:"Kutlama benim genlerimde var"diye bir mazeret girizgahıyla başladım bilmiyorum.Ne olmuş yani,bir yılın dolmasını bekleyemedim:)
İlk blog yazım dün gibi hatırımda:Tanışma yazım.Yedi kişi okumuştu.Sayaçta kendi ziyaretimi kapatmayı bilmediğimden muhtemelen biri bendim :)
O kadar çok blog vardı ki,beni kimse okumaz, okumak istese de bulamaz diye düşünmüştüm(ne kadar da yanılmışım).
Elbette ben de her blogger gibi blogunuzun okunması için diye başlayan yazıları okumuştum.Kurallar belliydi:
1)Düzenli yazı ekleyin(ben maalesef 6 ayda 64 post yazabildim:(
2)Diğer blogları ziyaret edin blogunuzu tanıtmak için çekiliş falan yapın.(zamansızlıktan beni takip eden arkadaşlarımın dışında ki blogları maalesef gezemedim ve de çekilişte yapamadım:(
3)Özgün içerik eklerseniz Google sizi indeksler(o kavanozu benden önce 1 milyon kişi boyamıştı:(
Kısaca hiç şansım yoktu.Kimse okumazsa ben okurum felsefesiyle yazmaya başladım.
İyi ki yazmaya devam ettim.Tamam sadece 64 yazım ve 158 takipçim var(10 kişisi zaten arkadaşım).Yani oldukça içe dönük,fazla kendi halinde bir blog MASALSI.
Lakin her bloggerin arzu edeceği bir şey oldu. Google beni sevdi.Benden  önce 1 milyon kez yazılmış olsa da,benim yazılarımı üst sıralarda indeksledi.
Seni seviyorum Google.
Yarı yaşın kutlu olsun MASALSI...
Beni takip eden,okuyan,yazmam için cesaretlendiren,hatta"yeni post nerede kaldı" diye mesaj atan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.Hepinizin güzel yüreklerinden öpüyorum :)
Başlangıçta en çok okunan yazım,hakikaten boyadığım kavanozlardı(burda).Onları öylesine sevdim ki yarı yaş kutlamasında yine kavanoz boyama var :)

EMİNE MASAL, MASALSI, KAVANOZ BOYAMA, CAM BOYAMA, BAHARAT TAKIMI BOYAMA, HOBİ, DIY,CAM KAVANOZ BOYAMA,DEKUPAJ,BLOG,BLOGGER,GOOGLE
      Daha önce bal kavanozlarını boyayarak kendime baharat takımı yapmıştım.Fakat baharat ailesi benim kavanozlarımdan fazla olunca,bu turşu kavanozlarını biriktirdim:)
     Üstüne yazsam da içindekini yine de görmeliyim diye etiket şeklinde boyadım.

EMİNE MASAL, MASALSI, KAVANOZ BOYAMA, CAM BOYAMA, BAHARAT TAKIMI BOYAMA, HOBİ, DIY,CAM KAVANOZ BOYAMA,DEKUPAJ,BLOG,BLOGGER,GOOGLE
    Bu porselen gülleri çok seviyorum.
  Boyam artıkça onları boyayıp sağa sola yapıştırıyorum:)
    Kavanoz kapakları için emin olamadım.Çünkü rafta görünmüyorlar:( Hala iyi bir fikir olup olmadığını düşünüyorum. 


EMİNE MASAL, MASALSI, KAVANOZ BOYAMA, CAM BOYAMA, BAHARAT TAKIMI BOYAMA, HOBİ, DIY,CAM KAVANOZ BOYAMA,DEKUPAJ,BLOG,BLOGGER,GOOGLE
      Boyanmış kavanoz koleksiyonumun yeni üyelerinin,aile fotoğrafı.
     Folkart enamel boya kullandım.Desenler resim dekupajı.
   Boyanmış cam objeleri çok seviyorum.Bu turşu kavanozlarının boyanmış,süslenmiş hallerini de çok beğendim.Lakin heyecandan havaya girmiş de olabilirim:Affola.
Sevgiyle,afiyette kalın inşaALLAH...

14 Ekim 2013 Pazartesi

HZ. MUHAMMED'İN(SAV) KEDİ SEVGİSİ VE ÇERÇEVE BOYAMA-DEKUPAJ

Kedilere uyguladıkları kontrolsüz kısırlaştırma politikasından dolayı Nilüfer Belediyesini esefle kınıyorum.Öyle kapıma kadar gelip:"Bir şeye ihtiyacınız varmı?"diye sormanız umrumda bile değil.Benden oy değil, hava alırsınız.Cana saygısı olmayana,haşa  hürmetim yoktur.Bu bize peygamber  mirasıdır.Hz.Muhammed(sav),Uhud seferine çıktığında,ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkmış.Allah'ın Sevgilisi,ezilmemesi için kedinin başına bir nöbetçi dikip,koca orduyu kedinin etrafından dolaştırmış.Ve seferden dönerken kediyi sahiplenerek adını Müezza koymuş.Siyah beyaz bir Habeş kedisiymiş Müezza.Bir sokak kedisi Mekke'nin sıcak kavurucu çöl sokaklarından Hz. Muhammed'in(sav) yüce sevgiysiyle kurtulmuş(ne büyük bir lutuf).
Rasulullah(sav),Müezza'yı o kadar çok severmiş ki,Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed'in(sav) giysisinin ucunda uyuya kalmış.Uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed(sav),Müezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu keserek kalkmayı tercih etmiş.Hz.Muhammed(sav),kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym "Ya Resul o sudan kedi içti"demiş.Resulullah(sav):"Onlar en temiz ağıza sahiptirler" buyurmuş ve abdest almıştır(Hz.Aişe)
Peygamberimizin(sav) hadislerini nakleden Abdurrahman bin Sahr'a:
"Bir gün elbisemin içinde küçük bir kedi saklıyordum.Resulullah(sav) beni görünce, "Nedir bu?" diye sordu.Ben de:"Kedicik" dedim. Bunun üzerine Resulullah(sav),yavruyu sevmiş, okşamış,ve:"Utanma,öğün.Sen Ebu Hureyre(kedi babası)sin"demiş.Bundan sonra adı Ebu Hureyre olarak anılmış.Hakikat,Rasulullah'ın(sav) bize öğütlediği gibidir.Cana hürmetin,istisnası yoktur:"Merhameti olmayana,merhamet edilmez."
Geçen hafta kızkardeşimle 48 saatte Bursa -istanbul-Ankara turu yaptık.İnanılmaz yorucuydu,elbette keyifli de.Gittiğim şehirlerde en çok kedileri sevdim.Sokaklarında kedilerin dolaştığı semtleri çok özlemişim,ondandır bu serzenişim.Şu sıralar evde ki fotoğraf çerçevelerini yeniliyorum.
 Bu çerçeve doğal ahşap renginde ve parlak cilalıydı.Zımparayla uğraşmamak için Folkart Enamel boya kullandım.Desenler peçete dekupajı. 
Küçük meleğimiz çerçevesine bayıldı.Kucağındaki bir ginepig.Adı"Şeftali" Çok iyi anlaşıyorlar:)

Bu çerçeve polyester tarzı bir malzemeden yapılmıştı.Onu da darbelere dayanıklı olsun diye enamelle boyadım. 


Henüz onlar görmedi,fakat bu çerçevede benim prenseslerime çok yakıştı:)


    Bu fotoğrafı Piyer Loti'ye çıkarken çektim.Bebeğini besleyen bütün canlılar    böylesine muhteşem mi görünür?Aslında bundan hiç kuşkum yok.
   Sevgiyle afiyette kalın inşaALLAH...











































4 Ekim 2013 Cuma

İNCİR PESTİLİ YAPIMI VE İNCİR KUŞLARI

 Ağaç cemaatinin tavşanı incir ağacıdır.
Hiçbir ağaç onun kadar hızlı üreyip yayılamaz.Sadece bir meyvesinin içindeki çekirdek sayısını düşünürsek,üremek için insangillerle yarışmasına pek de şaşırmamak gerek:)Çiçeklenmeden meyva veren tek ağaçtır da aynı zamanda.Bizim yaşadığımız coğrafyada neredeyse lanetlenmiş,akıl almaz efsanelere aktör edilmiştir.Dalından düşen ölür,ocağında biten iflah olmaz,altında uyuyan ahmak olur bıdı bıdı...Halbuki incir ağacının sıra dışı estetiğe sahip görünümü,sadece meyve değil mükellef bir tatlı olan yemişleri,yemişlerin rahiyası,ağızdaki çıtırtısı,zeytin ağacıyla kombinasyonu baş döndürücüdür.İncir ağacının eşsiz güzelliği ve bereketi kadri-kıymeti bilinmemiş bir dilberin batıl inanışlara kurban edilişi gibidir.
Ocağımıza dikilen incir ağacının ise, müsebbibi bellidir:
Anadoluda incir kuşları terkedilmiş evlerin bacalarına yuva yaparmış.Dolayısıyla yuvalarını şenlendirdikleri incir meyvelerinin tohumları bolca,toprak zeminli ocağa dökülür,filizlenirmiş.Güçlü kökleri ve yayılmacı kimliği böylece adını istilacıya çıkarmış.Tüm kötülükler adına atfedilmiş.Oysa sadece doğasını yaşıyor.Kargaların ceviz ağacının soyunun devamı için yaptıklarını ,incir kuşları da incir ağaçları için yapıyor çok şükür:)
Aslında 15 günlük hava tahmin raporuna bakmasaydım bu postu zamanı geçti diye yayınlamayacaktım.Lakin markette hala incir olduğunu ve havaların ısınacağını görünce incir pestili yapma deneyimimi paylaşmak istedim.Çünkü muhteşem oldu,mahrum olun istemem:)İncir gerçekten çok yararlı bir meyve.Evet kışın kurusu var,lakin benim gibi kükürt kokusu sizi rahatsız ediyorsa muhakkak,incir pestilini denemelisiniz.
  Başlangıçta amacım incir reçeli yapmaktı.Erik pestilleri o kadar başarılı oldu ki,neden bunu da kurutmayayım dedim.Ve de kuruttum.Tadı,çıtırtısı damağınıza,söz bitti dedirtiyor.

MALZEMELER:
2 kilo incir
1/2 çay bardağı şeker
1 çay kaşığı limon tuzu

YAPILIŞI:
1)İncirleri soyup,ikiye bölüyoruz
2)Yayvan bir tencerede incirlere şekeri ve limon tuzunu ilave edip kısık ateşte pişiriyoruz.
3)İncirler sulanıp dağıldıktan sonra ateşi açıp bir çatal yardımıyla eze eze reçel kıvamına getirip,ateşi kapatıyoruz.(Bu aşamada da fotoğraf çekeydim iyiydi) 
4)Soğuyunca yağlı kağıda serip havadar bir yerde kurutuyoruz.

   Genellikle hazır pestillerde nişasta var(hatta meyve aromalı nişasta pestilide denilebilir).Evde yaptığımız incir 
pestilinde ise,
  sıfır nişasta ve kükürt kokusu var.
   Kış için hem sağlıklı,hem de çok lezzetli   bir atıştırmalık,oldu.Sadece çıtırtısı için bile denemeye değer.
Sevgiyle afiyette kalın inşaALLAH...

3 Ekim 2013 Perşembe

METAL KUTU BOYAMA VE SUYUN HAFIZASI

Masaru Emoto 1943 doğumlu bir alternatif tıp uzmanı.Nam-ı diğer okunmuş suyun faydasını parlatıp,sitesinde hatırı sayılır bir meblağa satan Japon girişimci:)."Su Kristallerinin Mucizesi" kitabında özetle:Suyun canlı olduğunu ve su moleküllerinin duyguları anladığından söz ediyor.Bunun için oldukça etkileyici veriler sunmuş.Kar taneleri eşsizdir,birbirine benzemez,bu ezberimizde zaten var.Ezberimizi bozan,Masaru tüm kar kristallerinin mükemmel dokuda olmadığını idda ediyor.Yaptığı çalışmaların birinde,dünyanın çeşitli yerlerinden alınan su örneklerini kristlize ettiklerinde:Temiz sular mükemmel kristalize olurken,kirli sular çirkin ve bulanık kristalleşiyor.
Okunmuş su mevzuna gelince:Aynı kaynaktan iki bardağa su doldurup,birine aşk sözcükleri fısıldarken;diğerine nefret sözcükleri fısıldıyorlar.Sonuçta aşk üfürülen su muhteşem;nefret üfürülen su ise çirkin ve bulanık kristalleşiyor.
Burdan alınacak çok önemli bir ders var:Vücudumuzun %70'ı su.Ve bizi duyuyor:)ona ne söylediğiniz önemli.
Masaru Emoto'nun iddalarının bilimsel bir dayanağı olmasa da biz dünyalılar cemaatini heyecanladırmayı başardığı kesin.
Masaru Emoto'ya kimse inanmasa da ben bütün kalbimle inanıyorum.(Büyüksün Masaru:)Kesinlikle vücudumuz bizi duyuyor.
Ona aşk sözcükleri fısıldadığımda,içimde dans eden küçük bir kızın vardığını hissedişim  öyle boşu boşuna değilmiş anlayacağınız:)
    Gerçi beni suyun hafızasından çok her dilde aşk sözcüklerini biliyor olması,
 daha çok etkiledi:)
Bursa'da üç gündür güneşi görmedik,güneş duasına çıkasım var.Sürekli yağmur yağıyor.Haa  bir Rizeli olarak ben yağmuru delice severim.Lakin istiyorum ki,yağmur hep güneşli günlerde yağsın,ardından gökkuşağı ufka tünesin.Damarlarımda kelebekler uçarken, ben ağzım kulaklarımda yaşayayım.Ama neylersiniz Rabbimin rahmeti hep güneşli günleri seçmiyor.Karanlık günlerde de kendime aşk sözcükleri fısıldayarak,kendi kendimin güneşi oluyorum.Vee gerçekten işe yarıyor;vücudumuz bizi duyuyor.Etrafımda ki herkes kapalı havaların kendilerini depresif yaptığını idda ederken,benim içimde sürekli dans etmemi başka neyle açıklayabilirim.Bana her günü aşkla yaşama sevincini bahşedene sonsuz teşekkürler.Başka ne mi yapıyorum?Metal kutu boyamaya devam ediyorum:)
 Bu kutu,2 kiloluk bir peynir kutusuydu. Makinam eski,fotoğraflar çok iyi çıkmıyor. Öyle güzel oldu ki,attığım tüm metal kutular adına ondan özür diledim:)Şimdi benim hobi malzemelerime ev sahipliği yapacak.
    Bu kutu Marmara Birlik zeytin kutusu, 
onun da  boyanınca performansı çok başarılı aklınızda bulunsun.
Bu kurabiye kutusunun boyası deforme olmuştu,ona da dokundum,çok cici oldu :)
 
Vee tüm boyadığım metal kutuların aile pozu:)
En üsteki kutular Bim'de satılan bir konservenin kutuları.Onlara bayılıyorum.Lakin transyağ içerdiği için hiçbir şekilde çiçek yağı kullanmadığımdan,ben alamıyorum.Ancak alan birileri olduğunda kutularını sahipleniyorum.İğne ve düğme kutusu olarak ailemize katıldılar.Metal kutuların ikisi önceden boyamıştı:Burda.
Hepsini Folkart enamel boyayla boyadım.Desenlerin hepsi peçete dekupajı.
En güzel aşk şarkılarını kendinize fısıldamanız dileğiyle...
Hoşçakalın,herşey gönlünüzce olsun...