26 Haziran 2013 Çarşamba

ÇANTA BOYAMA VE DEKUPAJ

"Açtığın her yaradan, hesap sorar Yaradan" demiş şiirinde Avni Temiz.Bu karıncaları da kapsıyor mudur?Umarım karıncalar bunun dışında dır.Hayatım da ilk defa evimi karınca bastı.İki gündür onlarla aramda iyi şeyler olmuyor.Rüyalarıma giriyorlar.Burda yeşil alan çok olduğu için örümceklere alışkınım.Alır atarsın dışarıya,ertesi gün başkası gelir.Fakat tek gelir.Lakin karıncalar öyle mi?Saatlerce uğraşıp.Oh işte evimi istiladan kurtadım, diyorsun.Heyhat beyhude bir sevinç:(.İki saate varmadan hiç gitmemiş gibi yine ordalar.Karıncalar kesinlikle çinli.Başka hiçbir tür bu kadar hızlı üreyemez.
Ve benimkilerin genetiğiyle oynanmış.Ne bileyim karınca çerçöp taşır,sırf o dalgacı ağustos böceğine nanik yapabilmek için bütün yaz erzak toplar:).Benimkiler öyle boş boş kolidorun bir kenarında diğerine,gezinip duruyor.Üstelik  hiç de eğleniyor gibi görünmüyorlar.
 Tabi ki bu gün sadece karıncalarla döğüşmedim.Onlara inat karınca gibi çalıştım.Artık rotamı gadrobuma çevirmiş bulunmaktayım.Mavi babetlere bir de mavi çanta boyadım:)

 Bu beyaz çanta ,daha tek bir dikişi atmadan, vaktinde evvel sararmış askıları da soyulmuştu.

Önce sprey boyayla beyaza boyadım.Üzerine de maker kalemle bir kelebek imajı çizdim.Boyanın markasından olacak iyice kuruyunca pul pul döküldü.
 Bir de akrilik boyayla deneyeyim dedim.Önce maviye boyadım.Boyarken pon pon sünger kullandım.İki katta tamamen kapandı.

 Dökülme olacak mı diye sabaha kadar bekleyip dekupaj yapmadım.Sabah çantayı evirip çevirip, biraz hırpalayıp boyanın performansına baktım.Hiç deforme olmadı.Elbette kullanmadan belli olmaz.Üstünede kendi kelebek vadimi yaptım:)Bu arada ön fermuarı fazla boyamışım,henüz açmayı başaramadım:)Renkleri ve babetlerle uyumu muhteşem oldu.
 Çanta boyamak isteyen arkadaşlar,endişe edecek hiç birşey yok.Resimlerden daha güzeller.Denemeye değer.Önce ucuz bir çanta ile başlanabilir.Boyayı ince katmanlar haline sürüp, iyice kurutmak önemli.Acele edince fırça tam kurumamış boyayı kaldırabiliyor.Tecrübeyle sabittir:)Uni posca tasarım kalemleriyle istediğiniz imajı kendinizde çizebilirsiniz.Fermuar boyarken astarı dışarı çıkarmayı unutmayın.Çantanın astarına boya sızdırabiliyor.
Yaradanın karıncalarla aramda geçenleri af etmesi dileğiyle...sevgiyle kalın:)
instagramdan takip için buraya tık tık.


23 Haziran 2013 Pazar

AYAKKABI BOYAMA VE PEÇETE DEKUPAJI

"Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı".Der bir atasözü.Külliyen yanlıştır efendim.Evet bizim kültürümüzde  eski fazla sevilmiyor.Peki düzeltiyorum hiç sevilmiyor:)Mesela kimse hollywood filmlerinde ki gibi,nişanlısına annesinin yüzüğünü takmıyor.Sanırım aramızda annesinin gelinliğini giyen de yok.Dededen kalan köstekli saat özel günler de kurulup,kıvançla kullanılmıyor.Hatta evde bile değil, bir antikacıya 3 kuruşa satılmış,kıymet bilen bir alıcı bekliyor.Lakin güzel günler de göreceğiz.Yavaş yavaş gençler, modernleşmenin tüketmek olmadığını farkedecekler.İşte o zaman bit pazarına yıldız yağacak.Artık biliyorsunuz ben eskiyi çok seviyorum.Bir gün tasasız harcayabileceğim bir küp altınım olursa, Avrupanın bit pazarlarında harcamak isterim:)Bu genetik bir eğilim olabilir:Babam antikacı.Hep dükkandaki eşyalara bakıp,onları vermeye nasıl kıydıklarını merak ederim.Versinler ama, babam ne satacak:)Babam işini çok seviyor,onların sadece eşya olmadılarını, birilerinin hayatının tanığı olduklarını biliyor.Satmaya kıyamıyor ama ne yapsın.Arada bir lidyalılara saydırıp, satmaya devam ediyor.Bu simleri soyulmuş babetler çileğin.Simlerinin soyulması dışında taş gibiler:)

Bu defa onları kurban  seçtim.Yapamazsam arkadalarından kimse ağlamaz,yokluklarını farkeden çıkmaz:)Önce bulaşık teli ve ılık sabunlu suyla simleri temizleyebildiğim kadar temizledim.Havanın ısısı malumunuz.(su tüketmekten midem yosun bağladı:))10 dk. da kurudular.Akrilik beyazım olmadığı için,enamel beyazla,mavi akriliği karıştırıp onları en sevdiğim maviye boyadım.İki katta kapandılar.
Böyle büyüleyici bir maviye,özgürlük danscıları yakışır elbette:)
Kelebekler peçeteden,artık hiç buruşturmadan yapıştırıyorum.Çok yol katettim,çoook:)Çilek görünce bayılacak.Eski babetiniz yoksa, her yer 15-20 liraya satılan babetlerle dolu.Onları boyayarak  kendi tasarımınızı giyebilirsiniz.Ben bu hafta sosyetik pazara gidip bir bakacağım.Gerçi o pazardan bir şey alabilmişliğim pek yok.Teyzeler bana omuz atıyor,ben de can havliyle ayakta kalmaya çalışıyorum:).

 Bu bebeklerin boyasının benimle ilgisi yok ama canı çekmiştir diye, onlara da yapıştırdım iki kelebek,daha bi güzel oldular:)
babet boyama,ayakkabı boyama,ayakkabı yenileme,masalsı,babet yenileme,dekupaj,hobi,dıy,ayakkabı modifiy 
Ee masala da yakıştılar.Daha ne olsun.
(masalın hikayesi burda)Bir de sağlık olsun,mutluluk olsun,sevdiklerimizin güzel canı sağolsun.Sevgiyle kalın:)

ELBİSE MANKENİ BOYAMA,VİTRİN MANKENİ BOYAMA,DEKUPAJ



18 Haziran 2013 Salı

METAL ÇERÇEVE BOYAMA VE DEKUPAJ TABLO

Ey nazlı nazlı yürüyen selvi,hazan rüzgarı sana değmesin.
Ey cihanın gözbebeği,kem göz senden uzak olsun.
Sen göklerin de canısın, yerin de! ..
Canına, rahmetten, rahattan başka bir şey dokunmasın!



Mevlana'nın bu rubaisini her okuduğumda,  gözkapaklarım istemsiz kapanıyor ve yüreğimin içinde kelebekler uçuşuyor.Evrende bir insan için dillendirilebilecek, daha  güzel bir dua varmı dır?Kuşkusuz vardır.Lakin bu sözler beni büyülüyor.Hem güçlü bir beğeni,hem yürek dolusu sevgi...Bakmaya doyamamak,tırnağının ucuna kıyamamak...
Benim çoçukluğum da şimdi duymayı gerçekten çok özlediğim içten dualarla örülüydü.Rahmetli babaannem,tuttuğun altın olsun,gökten yağsın yerden toplayasın,çok günler göresin,keder nedir bilmeyesin diye sıralardı dualarını.Nasıl güzel,beklentisiz bir sevgi, birinin sizi iyilik ve sevgiyle anması,aklına dahası yüreğine düşmeniz.Birini dua ve sevgiyle anmak bu eskidendi çoook eskiden.Şimdi hepimiz çok meşguluz.Sevdiklerimizi farketmeye bile vaktimiz yok:(
Herşey bu rubaiyi duvarıma asmak istememle başladı.Önce bir kaligrafa yazdıracaktım,sonra vazgeçtim kendim yazdım.Tabi yine evdekileri değerlendirerek.Bu iki gümüş kaplama çerçeve modası geçmiş öyle bekleşiyorlardı.
 Bu defa onlara dokundum:Önce enamel boyayla boyadım.Sonra parmak yaldızla eskittim.Eskitmenin verdiği yaşanmışlık duygusunu çok seviyorum.

Çerçevelerin arka kısımları mdf idi.Onları da boyadım sevdiğim iki grafiği kenarlarını yakarak eskittim.Ve dekupaj yaptım.
5-6 kat vernikleyerek toz alamaya uygun hale getirdim.Grafiklerden birine kendi el yazımla rubaiyi yazdım.Resmi de çizmek isterdim:( Neyse üzerinde çalışıyorum:)
Tablolarımı da çok beğendim.Rabbim güzel günler de seyretmeyi nasip etsin.Daha güzelleri sizin olsun.Tablolarla birlikte çok önemli bir eksiğimi farketmiş bulunmaktayım.Benim matkabım yok:)Duvarı nasıl deleceğim.En kısa zaman da bununla ilgileneceğim.
mevlana,rubailer
Canınıza:Rahmetten rahattan başka birşey dokunmasın.Sevgiyle kalın:)

17 Haziran 2013 Pazartesi

MASA VE SANDALYE BOYAMA


Bir yargı ancak bu kadar haklı olabilir:
"Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
ama, kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"
diyerek,  kahvaltının şifresini çözmüş Cemal Süreyya.
Aksini söyleyen çıkar mı bilmem ama benim gibi aykırı bir adem kızı, bile bu  yargı önünde saygıyla eğilir.Rabbimin bütün nimetlerine,nasip ettiği tüm öğünlere sonsuz şükürler olsun.Lakin kahvaltı başım gözüm üstüne.Bunun çayla ilgisi olduğunu düşünüyorum. 
"Halbuki ben, 
kendi kendime çoktan çayı hazırlamış, 
pijamalarını giydirmiş, yüzünü yıkamış, senden bahsediyordum bile" Sait Faik Abasıyanık'ın da dediği gibi güzel şeyler hep çayla kombinlenir:)
 Sevgiye, muhabbete, mutluluğa çaydan ziyade yakışan varmıdır?Sanmıyorum.Sabahları mutfağı dolduran taze çay kokusu,kızarmış ekmek biraz kaymak ve bal,işte bütün günü ağzım kulaklarımda geçirmemin formülü:)Böyle de mütevazi bir bünyem var.Çoçukken rahmetli dedem, bala tereyağı ve fındık katardı.Muhteşem olurdu.Öyle ıığğ falan demeyin biz Doğu Karadenizliyiz,öyle reçel,domates vs.falan bilmeyiz.Bursalı arkadaşlarımın salçalı ekmek anıları var,benim tereyağlı ekmek:).Hatta rahmetli babaannem makarnayı da şekerli yapardı.Tereyağında karamelize olmuş şeker:Gurme kadın dı rahmetli sevdiceğim:).Nur içinde yatsınlar.Lakin hepsinin sunumun da mutlaka çay vardı.Madem kahvaltıyı bu kadar seviyorum.O zaman evde en çok kullandığım masamı ve sandalyelerimi de sevdiğim renklere boyayayım dedim,sadece demekle kalmadım boyadım da:)
    ‘Ve oturdu mu bir masaya
    …hakkını verir çay içmenin.’Demiş Cahit Zarifoğlu.Ben de çaya yakışsın istedim masam:)

Mavinin ruhu doyurduğu için, iştahı törpüleyen bir etkisi varmış.Hemen test edeyim istedim.Sanırım doğru;onlara bakmaktan yemek yemek aklıma gelmiyor,birkaç saattir:)
 Masa ve sandalyeler ahşap.Boyalı değil  sadece cilalıydılar.İnce bir cila olduğu için zımparalama faslını atladım.Boya olarak Polisan X1 beyaza, Cadence azur mavi katarak istediğim tonu yakaladım.Masa ve 1 sandalyeyi boyadığımda boyam bitti:).Aynı tonu yakalamak için kah maviyle koyultarak, kah beyazla seyrelterek  kocaman bir kutu boya elde ettim:)ama  tonu yakaladım.Yaşasın simya:).Tabi kullanacağımız boyayı bir defa da yeteri kadar hazırlamak da başka bir seçenek.Ahh yaşadıkça neler öğreniyor insan:)

 Boya tam kurumadan bir zımpara ile kenarları aşındırdım.Henüz vernilemedim.Fotoğraflarından çok çok daha güzeller.Kahvaltıya,çaya yakışırlar mı?Of hem nasıl:)Allah sağlıkla,afiyetle  mutlu kahvaltılar nasip etsin hepimize.Sevgiyle kalın:)

11 Haziran 2013 Salı

TAVA BOYAMA VE DEKUPAJ

Kimler geldi kimler geçti bu mutfaktan diye düşünecek olursam,bardaklardan sonra en çok tava geçmiştir benim mutfağımdan.Şimdilerde pek kullanılmıyor ama eskiden teflon tavalar candı:) Çizilince hemen atılacağı için de hiçbir kadının teflon bir tavayla duygusal bir ilişkisi olmamıştır,olmaz.Çizilince gözümüz de o artık kansorejen bir katildir.Sene de 2-3 tava bu sebeple çöpe uğurlanır.Ardından ağlanmaz.Su dökülmez.Her bulduğunu atan ben  kestane pişiririm diye, bu tavayı ayırmıştım.Öyle kıyamamaktan falan değil yani.Bu arada bu kış hiç kestane pişirmediğimi de farkettim.Sokaklarda satılanları seviyorum ben,şöyle köz kokusu gelecek yerken.Her şey bu kadar kolay değilken, hayattan alınan haz ne kadar da yoğunmuş.Harcanan emek çoksa,sürülen keyifte doya doya oluyor.Madem kestane pişiremedim ve artık kolay kolay bir şey atmıyorum,ben de bu tavayı pano olarak boyayayım dedim.

Şimdi mutfağımı süslüyor ve eski ezikliğinden eser yok.Mutfağa girdiğimde onu duvarda görmek beni çok mutlu ediyor.
Önce enamel boyayla 1-2 kat boyadım.Enamel boyanın zemini tutuşu çok başarılı.Kolay kalkmıyor.Üzerini mavi akrilik boyayla pon ponlayarak boyadım.

Dekupaj resminin kenarlarını yaktım.Yüzey kazınarak resim ortaya çıkarılmış gibi görünsün istedim.Fotoğraflarda belli olmuyor ama özenle kazınıp ortaya çıkarılmış gibi duruyor.Ya da bana öyle geliyor:)

Ben yaptım diye demiyorum,tavanın mavisine de,  kenarları yanmış  fotoya da bayıldım.
Her baktığımda kulaklarımda Emel Sayın- Müzeyyen Senar karışımı bir ses aynı şarkıyı söylüyor.
Gerçi mektup mu kaldı ki,
 yar kenarını yaksın:) sevgiyle kalın...


Yine yakmış yâr mektubun ucunu
Askerlikte sevdâ çekmek zor diyor
Yükleyip postanın bana suçunu
Hatırımı teller ile sor diyor
Askerlikte sevdâ çekmek zor diyor

Dinlenmeler bir sigara içimi
Duman duman sen kaplarsın içimi

Çiğdem çiçek açmış teskere yakın
Yeşiller giy artık yollara bakın
Sevgilim kendini nazardan sakın
Seni düşde gördüm hayra yor diyor
Askerlikte sevdâ çekmek zor diyor


10 Haziran 2013 Pazartesi

ASMA YAPRAĞINDA ENGİNAR DOLMASI

Sevdiğim tarifler de bu gün asma yaprağında enginar dolması var ki, ben kategorisini en sevdiğim tarif diye güncelliyorum.Enginar;o sebzelerin en güzeli,en yararlısı,en lezzetlisi  hayır kraliçesi :)Ne desem yakışıyor.Kendileri deve dikenine benzemekle birlikte papatyagiller familyasına aitmiş ki, yakışır.Lezzetinin yanında faydaları da say say bitmiyor.Kısaca:
ENGİNARIN FAYDALARI:Karaciğer ve kalbin en iyi dostu olan enginarın kanı temizlediğini ve yorgunluğu giderdiğini vurgulayan uzmanlar, diğer zehirli maddeleri ve yorgunluk maddelerini idrarla dışarı atarak vücuda dinçlik verip dinlendirdiğini söylüyor.Muhteşem lezzette ki yemeklerinin yanında, çiğ tüketilmesi ve yapraklarından çay yapılarak içilmesi de oldukça yararlı.
BESİN DEĞERLERİ:100 gr. taze ve çiğ (pişirilmemiş) sebze olarak enginarın içerdiği önemli besin değerleri şunlardır: 80 kalori; 3 gr. protein; 7,8 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,2 gr. yağ; 1.5 gr. lif; 70 mgr. fosfor; 55 mgr. kalsiyum; 0,8 mgr. demir; 45 mgr. sodyum; 330 mgr. potasyum; 30 mgr. magnezyum; 0,5 mgr. çinko; 280 IU A vitamini: 0,15 mgr. B1 vitamini; 0,05 mgr. B2 vitamini; 0,7 mgr. B6 vitamini 



MALZEMELER: 
*5 büyük enginar çanağı
*1 kahve fincanı pirinç
*1 kahve fincanı zeytinyağı
*1 büyük baş soğan
*1 çorba kaşığı salça
*10 asma yaprağı(benim tarzımda 5)
*1 limonun suyu
*tuz, karabiber, pul biber,nane,fesleğen vs.
seviyorsanız:
*2 çorba kaşığı çam fıstığı
*1 çorba kaşığı kuş üzümü,yenibahar

YAPILIŞI:
*soğanlar ince kıyılıp yağda pembeleştirilir,fıstık ekleyecekseniz onlarıda biraz kavurmalısınız.
*yıkanıp süzülen pirinç,salça da soğanlara eklenir.
*1 kahve fincanı su ilave edip, diğer tüm baharatlar ve tuzu eklenerek, suyu orta ateşte çektirilir.
*istenilen ekşilikte limon suyunu ve kullanacağımız taze otları ateşi kapattıktan sonra harca ilave edelim.
*yayvan bir tencereye yerleştirdiğimiz,enginar  çanaklarına harcımızı paylaştıralım.Tencereye 1 fincan su yeterince tuz ve limon ekleyelim.
*ben asma yaprakları ile her bir enginarın üzerini örtüyorum.Servis yaparken yaprağı enginarın altına seriyorum.Ama bilinen genel usul de, 2 adet asma yaprağını birleştirip enginarı içine yerleştirilip,paketliyorsunuz.
*Çok kısık ateşte pirinçler uzayıncaya kadar pişiriyoruz.Yaklaşık 35-40 dk.
*asma yaprağınız yoksa ,10-15 dal maydanozu çanakları örtecek şekilde tencerenin üstüne serebilirsiniz.Sonuç onda da mükemmmel:)
Sağlıkla afiyette kalın.

CAM ŞİŞE BOYAMA VE DEKUPAJ

Hayatımın uzunca bir kısmının İstanbul da geçmesine rağmen, Eminönünün arka  sokaklarına girmişliğim sayılıdır.Benim için Eminönü Yeni cami, güvercinler,boğaz turu tekneleri,Mısır Çarşısından ibarettir.Hoş birkaç kez mısır çarşısının arka kapısından, bu kapı hangi dünyaya açılıyor diye çıkmışlığım var.Her defasında kendimi,abla gelinlik lazım mı ,çeyizlikler içerde çok ucuz diye beni sağa sağa sola çekiştiren amcaların için de bulup,koşar adım gerisin geri mısır çarşısına dönmüşümdür.Bu kez ınternetten etraflıca araştırdım.Sağolsun Nalanın Hobileri blogu çok güzel bir dosya hazırlamış.Geçen hafta bu defa gezmediğim sokaklarını ve hanlarını keşfetmek için Eminönüne gittim.Hobi malzemeleri için Sabuncu Hanı buldum.Ya ben görmedim ya da sadece 2 minicik dükkan vardı.Aldığım tariflere göre 2. dükkana girdim.Ben han deyince, şöyle bak bak doyamayacağım,raflarında binlerce ham obje,boya vs. bulunan,nereye bakacağımı şaşırıp,ne alacağıma karar veremeyeceğim bir yer sandım.İtiraf ediyorum ben Mısır Çarşısı gibi bir yer hayal etmiştim.Yine de ihtiyacım olan bir çok malzemeyi alabildim.Ama sadece bunun için oraya gitmeye gerek yok.Internet sitelerinden de, hem özellik hem fiyat olarak aynı malzemeleri satın alabiliriz.Bir de çok anlatılan Şark Hana gittim ki,hala  büyük oranda çin mallarının, pek de sevimli olmayan bir esnaf kesimi tarafından satılıyor olmasının neden bu kadar ünlü olduğunu anlayamadım.Her şeyi de anlamam gerekmiyor:)
Fakat tekstil aksesuarları ve bujiteri satan dükkanlar baş döndürücüydü.Onlara bayıldım. Bu yazı niye bu kadar uzadı.Aslında sadece Sabuncu Han dan aldığım çilekli peçete ve meyva suyu şişelerini boyadığımdan söz edecektim.
Daha önce boyadığım kavanozları(burda) içleri görünsün diye etiket şeklinde boyamıştım.Hem  çok fonksiyonel hem de çok şık oldular.Bu meyva suyu şişelerini yazları meyva suyu konsantresi yapmak ve için kullanıyorum.Kullandığım eşyaları temizlemek  için, ya elim  rahatça içine sığacak yada içini mutlaka göreceğim.

Tamda bu sebeple, şişeleri de etiket şeklinde boyadım.Boyayacağım alanı bantla belirledim.Enamel boya 2 katta kapatıyor.Peçeteden kestiğim çilek dallarını   dekupaj tutkalıyla yapıştırdım.(peçete tutkalı anlamsız bir şey ben ondan hiç hoşlanmadım.)

Peçete buruşuyor elbette,bir buzdolabı poşetini kesip,dikkatlice yapıştırdığım imajın üzerine koyuyorum ve hafifçe elimle üzerinde geçiyorum.Sonuç:Sıfır kırışıklık:)sonra vernikledim. 

Şişe ve kavanozlara kurdelaları yapıştırmıyorum.Sadece fiyonk yapıp bağlıyorum.böylece yıkarken kolayca çıkartıp,tekrar bağlayabiliyorum.



 Şişeleri mi de çok sevdim.Mutfağıma yaz geldi.Sevgiyle kalın.


2 Haziran 2013 Pazar

KARATAY DİYETİ GÜNLÜĞÜM-1

Geçen yıl kitabı okuduğum da da 2-3 ay Karataycı olmuştum.Bazen kendimi kadının avukatı gibi de hissediyordum.Beni ikna etti çünkü gerçekten söyledikleri işe yarıyor.Bu gün büyük gün.kahvaltı da yediklerim :
-2 haşlanmış yumurta,
-yağ miktarına dikkat etmediğim avuç içi kadar penir,
-1 çay bardağı ceviz,
-1 salatalık( istenildiği kadar yenilebilir)
-3 kayısı,
-8 zeytin(önemli!8-10 az tuzlu zeytin yersek açıkmayacağımızı söylüyor Karatay. Ayrıca glisemik endeksi 0)
-ve 1 omega -3 kapsulü
 
Kahvaltımı 9' da yaptım .Hala hiç acıkmadım.Zaten leptin; yani yağları yakan hormonun salgılanabilmesi için kural olarak 4-5 saat yemek yememeliyiz.Başlangıçta çok acıkanlar,süt,yoğurt veya kuruyemiş yiyebilirler(düşük glisemik endeksli besinler tecih edilmeli ki insülini tetiklemesin).Ben acıkıncaya kadar yemek yememeyi düşünüyorum. Henüz bol su içmedim ve de yürümedim:(
öğle yemeğim: 
-1 çay bardağı süt
-1 çay bardağı çiğ fındık-ceviz
-3 kayısı
akşam yemeğim:
-tavuk sote(özgür olmayan tavukların kalça etinden)
-semizotlu yoğurt
vee çok mutluyum 1 saat orta tempoda yürüdüm.Dönüşte yağmura yakalandım.Hava da toprak ve ıhlamur kokusu,doğayı yıkanırken seyretmek muhteşemdi.sevgiyle afiyette kalın:)

KISACA KARATAY DİYETİ

İlk kitabını geçen yıl almış ve bir çırpıda okumuştum.Özet bir kitap kendileri.Aslında bir diyetten çok bir beslenme biçimi Karatay Diyeti.Uygulanabilirliği oldukça yüksek.Karatay'da bıktırıcı  olan diyet değil, mahalle baskısı.Baştan söyleyeyim duymamayı öğrenmelisiniz.Yok efendim ekmeksiz olurmu?Doyulur mu?Kuruyemişler çok yağlı, ayy çok yiyorsun bıdı bıdı bıdı...
Canan Karatay,Taşdevri diyetinin yazarı Ahmet Aydın,Mehmet Öz, temelde aynı felsefeden hareket ediyorlar.İşlenmiş karbonhidratların sağlığımız üzerinde oluşturdukları tahribat.
Bünye de oluşmuş veya oluşma ihtimali olan insülin direncinin kırılması ve oluşumunun engellenmesi ise ana şifremiz.Haydi  hep beraber rastgele....
KARATAY DİYETİ
Kısaca özetleyecek olursak:
1-Karatay Diyeti ilk kural, günde 6 öğün veya sık sık yeme alışkanlığınızı güneşe gönderip orda unutmak.Sık sık  yediğimiz ve enerjimizi kullanmadığımız  zaman insülin direnci kırılmaz.
Az  az yemek de doğru değil , 3 öğün, fakat doyuncaya kadar yenilecek. Kahvaltı 24 saatin en önemli öğünü. Karatay Diyetine göre güne bizi 4-5 saat tok tutacak sıkı bir kahvaltıyla başlanmalı. 
2-Karatay Diyeti ikinci kural, kilo vermek istiyorsanız  hiçbir çeşit ekmek yemeyeceksiniz.Çünkü ekmek yemek insülin direncini arttırır.Ekmek yerine, tuzsuz ve kavrulmamış kuruyemişlerden  bir ince belli çay bardağı yiyebilirsiniz.(en çok burasını seviyorum)
İnsülin direncinin kırılması çok önemli çünkü:
İnsülin yağları depo eden hormondur. Az ve sık yediğimiz zaman sürekli yağlar bu depoya gönderiliyor.Yemek yediğimiz zaman insülin  seviyemiz yükselir ve 2 saat sonra düşmeye başlamasıyla  acıkma hissi ortaya çıkar.İyi bir bir kahvaltı yaptığımız zaman bütün gün acıkmayız.O sırada leptin hormonu devreye girer ve kendi vücut yağlarımızı ara öğün olarak kullanır.Yani leptin candır.yemekler arasında 4-5 saat olmalı ki salgılansın.Sık sık yediğimiz zaman karaciğer ve pankreas yorulur. 
insülin direnci kırılınca göbek, basen yağları eriyecek.Yalnız bu yağlar yılların birikimi olduğu için bir anda gitmez.Zamanla yediklerinize dikkat edip kilolarınızı vereceksiniz. Aç kalarak kilo verilmez!
3- Karatay Diyeti  üçüncü kural, “şeker en tatlı zehirdir”.Bir dilim ekmeğin üzerine kesme şekerleri yerleştirin, ne kadar şeker alırsa o kadar şeker yiyoruz ekmekle birlikte. Karaciğer yağınızı azaltmak istiyorsanız ekmekten uzak durmalısınız.Ve de her türlü rafine edilmiş ve şekere dönüşme ihtimali olan  gıdadan .Tüm paketlenmiş,koruyucu içeren,diyet içerikli fabrikasyon  beslenme ürününü de hayatımızdan tamamen çıkarıyoruz.

4-Karatay diyeti  dördüncü kural,hayvansal yağlar(tereyağ,içyağı vs.),soğuk sıkım zeytin ve fındık yağları dışında ki tüm trans yağları da(ayçiçek,kanıla,mısır,margarin vs.vs.) kansorejen oldukları için hayatımızdan çıkarıyoruz.Bu arada ceviz gibi, zeytin de Karatay'da candır.Her sabah 8-10 tane yenilmeli.Omega-3 namı diğer balık yağı  metabolizmamız için hayati değer taşıyor.Mutlaka takviye olarak alınmalı,kendisi üretemiyor.
5-Karatay diyeti  beşinci kural,bol bol limonlu su içmek.Limonlu veya sirkeli su besinlerin yavaş emilimini sağlıyor.Asitliklerini düzenliyor.Kendisi de bir asit ama çook faydalı.
6-Karatay diyeti  altıncı kural enerji harcamazsak insülin direnci kırılmaz.Asansöre,kısa mesafelere araçla gitmeye de bir by by çekiyoruz.
7-Karatay diyeti yedinci kural akşam sekizden sonra marul bile yemiyoruz.Çok içimiz kazınırsa süt veya yoğurt yiyebiliriz.
Kitaptan aklımda kalanlar ana hatlarıyla bunlar.Kitapta komik şeylerde var.Örneğin özgür tavukların eti ve yumurtası yenilecek:) :) 
Kitaptan örnek bir menü ve Karatay selamıyla 1.gün postuma geçiyorum.Bol leptinli günler, sevgiyle ve afiyette kalın...

PAZARTESİ
Kahvaltı (08.00-09.00)

  • İki adet yumurta (Suda haşlanarak rafadan ya da kayısı kıvamında hazırlanmış. Tereyağında peynirli omlet de yapılabilir.)
  • 8-10 adet tuzu alınmış yeşil ya da siyah zeytin
  • Bir avuç içi kadar beyaz peynir,
  • 4-5 adet gün kurusu kayısı
  • Şekersiz bitki çayı, su ya da meyve çayı
  • Bir (ince belli) çay bardağı ceviz (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Cevizler mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Öğle yemeği (13.00-14.00)

  • Bir avuç içi kadar dana söğüş, bol salata ve zeytinyağlı fasulye
  • Salata olarak dilimlenmiş ya da rendelenmiş turp ve havuç veya mevsim salatası, doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ile hazırlanmalıdır.
  • Bir su bardağı tuzsuz ayran
  • Arzu edildiği kadar şekersiz bitki çayı ya da su

Ara öğün (şart değil) (15.00)

  • Yarım su bardağı kadar ceviz
  • Şekersiz olarak sevdiğiniz herhangi bir çay ya da taze limonlu su

Akşam yemeği (18.00-19.00)

  • Balık, yeşil soğan, roka ve turp (Salata bol miktarda hazırlanıp, içine, doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ile birlikte tane keten tohumu ilave edilerek hazırlanmalıdır.)
SALI 
Kahvaltı (08.00-09.00)

  • Kayısı kıvamında suda haşlanmış iki yumurta (Saf tereyağı ya da zeytinyağı ile omlet veya menemen de yapılabilir)
  • 8-10 adet tuzsuz zeytin
  • Bir avuç içi kadar beyaz peynir
  • 2-3 adet çarliston yeşilbiber
  • 5-6 adet minik domates
  • Şekersiz çay ya da süt
  • Bir (ince belli) çay bardağı fındık (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fındık mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Ara öğün (şart değil) (10.00)

  • Yarım su bardağı kadar ceviz
  • Bol su ya da yeşil çay

Öğle yemeği (13.00-14.00)
  • Bir tabak zeytinyağlı barbunya ya da etli sebze yemeği
  • Lahana ya da karnabahar salatası (Çiğ ya da buğulanmış olabilir)
  • Bir su bardağı ayran ya da bir kase yoğurt

Ara öğün (şart değil) (15.00)
  • Bir orta boy elma ya da mevsim meyvesi
  • Bir kase yoğurt (Mümkünse evde mayalanmış veya geleneksel usulle üretilmiş. Kesinlikle diyet olmayacak)
  • Şekersiz çay ya da bir fincan Türk kahvesi
  • Nescafe olarak bilinen granül kahveler işlenmiş gıda oldukları için yasak
Akşam yemeği (18.00-19.00)
  • Balık ızgara (Fırında veya buğulama usulü de pişirilebilir)
  • Bir tabak pilaki
  • Roka, yeşil soğan, maydanoz ve bir tatlı kaşığı keten tohumu (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir.)
  • İki kibrit kutusu kadar tahin helvası
ÇARŞAMBA
Kahvaltı (08.00-09.00)
  • Kayısı kıvamında suda haşlanmış iki yumurta (Saf tereyağı ya da zeytinyağı ile omlet veya menemen de yapılabilir)
  • Bir avuç içi kadar beyaz peynir
  • 2-3 adet tatlı kırmızıbiber
  • Yeşil çay ya da sevilen bitki çayı
  • Bir çay bardağı (ince belli) Antep fıstığı (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fıstıklar, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)
Ara öğün (şart değil) (10.00)
  • Tuzsuz yerfıstığı (Kavrulmamış ve mümkünse yeni kırılmış olmalı)
  • Bol su ya da bitki çayı
Öğle yemeği (13.00-14.00)
  • Bir bardak zeytinyağlı taze yeşil fasulye
  • 3-4 adet ızgara köfte
  • 1 kase yoğurt
  • Turp ve havuç rendelenerek hazırlanmış salata ve bir tatlı kaşığı keten tohumu (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir.)
  • Bol su veya ayran
Ara öğün (şart değil) (15.00)
  • Bir elma ya da armut
  • 1 kase yoğurt
Akşam yemeği (18.00-19.00)
  • 3-4 kalem kuzu pirzola ya da avuç içiniz kadar bonfile ızgara
  • Zeytinyağlı enginar ya da bir tabak taze bakla
  • Mevsim salatası ve bir tatlı kaşığı keten tohumu
PERŞEMBE
Kahvaltı (08.00-09.00)
  • İki yumurta ile hafif ateşte tereyağı ile pişirilmiş peynirli omlet
  • 8-10 adet tuzsuz zeytin
  • Bir avuç içi kadar beyaz peynir
  • 1-2 adet çarliston yeşilbiber ya da 1-2 adet salatalık
  • Taze maydanoz ve kırmızıbiber
  • Yeşil çay ya da sevilen bir bitki çayı
  • Bir (ince belli) çay bardağı ceviz içi (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Cevizler, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)
Ara öğün (şart değil) (10.00)
  • Bir avuç içi kadar tuzsuz yerfıstığı ya da badem içi (Mümkünse yeni kırılmış olmalıdır)
  • Taze limon eklenmiş bol su ya da bitki çayı
Öğle yemeği (12.00- 13.00)
  • Bir avuç kadar dana bonfile ya da 3-4 kalem kuzu pirzolası
  • Bir tabak zeytinyağlı pırasa
  • 5-6 adet minik domates
  • Bir kase yoğurt ve bir tatlı kaşığı keten tohumu
  • Bol su
Ara öğün (şart değil) (15.00)
  • Bir ufak portakal veya mevsim meyvesi
  • Bir avuç içi kadar tuzsuz yerfıstığı ya da badem içi (Mümkünse yeni kırılmış olmalıdır)
Akşam yemeği (18.00-19.00)
  • Balık ızgara, kırmızı kuru soğan, dilimlenmiş turp ve roka
  • Buğulanmış Brüksel lahanası ve rendelenmiş havuç ya da lahana salatası
  • Bir tabak piyaz ya da zeytinyağlı barbunya
CUMA
Kahvaltı (08.00-09.00)
  • İki yumurta ile hafif ateşte tereyağı ile pişirilmiş omlet
  • 8-10 adet tuzsuz zeytin
  • Bir avuç içi kadar peynir
  • Taze maydanoz, tatlı kırmızıbiber ve 1-2 adet salatalık
  • Şekersiz yeşil çay ya da sevilen bir bitki çayı
  • Bir (ince belli) çay bardağı Antep fıstığı (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fıstıklar, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)
Ara öğün (şart değil) (10.00)
  • Bir avuç içi kadar ceviz içi (Mümkünse yeni kırılmış)
  • Bol taze limonlu su ya da bitki çayı
Öğle yemeği (12.00- 13.00)
  • Bir porsiyon şiş kebap (Yanında pide, pilav ve patates yenilmeyecek)
  • Taze yeşilbiber, domates, turp, maydanoz, soğan ve sumak
  • Bir kase yoğurt ve bir tatlı kaşığı keten tohumu
  • Bol su ya da ayran
Ara öğün (şart değil) (15.00)
  • Bir elma ve avuç tuzsuz yerfıstığı (Kavrulmamış ve mümkünse yeni kırılmış)
  • Taze limon eklenmiş su ya da şekersiz çay
Akşam yemeği (18.00-19.00)
  • 3-4 kalem kuzu pirzolası
  • Mevsim salatası (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir)
  • Zeytinyağlı enginar ya da yoğurtlu semizotu salatası

CUMARTESİ
Kahvaltı (08.00-09.00)
  • Pastırmalı yumurta
  • 8-10 adet tuzsuz zeytin
  • Bir avuç içi kadar peynir ve taze maydanoz ya da nane ile birlikte
  • Şekersiz yeşil çay ya da sevilen bir bitki çayı
  • Bir (ince belli) çay bardağı Antep fıstığı (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fıstıklar, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)
Ara öğün (şart değil) (10.00)
  • Bir avuç içi kadar ceviz içi (Mümkünse yeni kırılmış)
  • Taze limon eklenmiş bol su ya da şekersiz bitki çayı
Öğle yemeği (12.00- 13.00)
  • Bir porsiyon bonfile ızgara
  • Taze yeşilbiber ve domates ya da kuru soğan
  • Yoğurt, semizotu ve bir tatlı kaşığı keten tohumu yağı
  • Bol su veya ayran
Ara öğün (şart değil) (15.00)
  • Bir ufak boy portakal veya elma
  • Şekersiz yeşil çay
Akşam yemeği (18.00-19.00)
  • Balık ızgara
  • Dilimlenmiş beyaz turp
  • Bol roka, domates ve taze yeşil soğan ile hazırlanmış salata (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir)
  • İki kibrit kutusu kadar tahin helvası
PAZAR
Kahvaltı (08.00-09.00)
  • Peynirli omlet ya da pastırmalı yumurta
  • Bir avuç içi kadar beyaz peynir
  • 8-10 adet tuzsuz zeytin
  • Tatlı kırmızıbiber, domates ve salatalık
  • Şekersiz yeşil çay ya da sevilen bir bitki çayı
  • Bir (ince belli) çay bardağı ceviz içi (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Cevizler, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)
Ara öğün (şart değil) (10.00)
  • Bir avuç içi kadar ceviz içi (Mümkünse yeni kırılmış)
  • Taze limon eklenmiş bol su ya da şekersiz bitki çayı
Öğle yemeği (12.00-13.00)
  • Bir tabak kuru fasulye, bonfile veya biftek (bir avuç içi kadar) (Yanında pilav ve patates yenmeyecek)
  • Bir adet kuru soğan
  • Çoban salatası (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir)
  • Bol su
Ara öğün (şart değil) (15.00)
  • Bir avuç tuzsuz yerfıstığı (Kavrulmuş ve mümkünse yeni kırılmış)
  • Şekersiz çay
Akşam yemeği (18.00-19.00)
  • Balık ızgara
  • Taze yeşil soğan, bol roka ve domates
  • Közlenmiş taze kırmızıbiber
ÖNEMLİ NOT: Her gün akşam saat 19.00-20.00’den sonra meyve dahil hiçbir şey yenilmemeli; bol su, taze limon eklenmiş olarak içilebilir ve mümkünse yatmadan önce 30-40 dakika kadar yürüyüş yapılmalı.

PORSELEN TABAK BOYAMA VE DEKUPAJ

...

KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde 'yetim-öksüz' kalan çok olur:
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle
saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler.. .
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker 'sarıkız'.
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir
temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci.. .
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde. Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar,
dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki 'Dikkat et...' duyulmaz, annesi gitmiştir 'geç kalma'nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında.Ve bir kadın
gittiğinde pek çok 'yetim' bırakmıştır arkasında.

 Ne güzel gözlemlemiş ve de dillendirmiş Bekir Çoşkun.Sanırım kadınların çoğu, aynı genetik koddan hareket ediyor.Yaşadıkça, görüntüde anlamsız fakat değerli bir anısı olan,  kutular dolusu obje biriktiriyorlar.Boyamayı çok seviyorum.Sorun şu ki mdf objeleri bir türlü sevemiyorum.Ben de ev deki eşyalara yeni yüzler yapıyorum:)

Bu dekoratif tabak yeğenimin anneler günü hediyesi.

Palyaço imajı gibi, geyşa imajını da hiç sevmem.Başkalarını mutlu etmeye programlanmış maskeli ruhlar.Bana incitici geliyor:( O sebeple bu tabak, değerli hatırasıyla bir kutuda uyuyordu.Ben ona dokununcaya kadar.Yeni projem için onu seçtim.Yüzeyi boyutlu boyalarla çalışıldığı için çok pütürlüydü. enamel boyayla 4 kat boyayarak pürüzlerden  kurtulabildim.





Ve üzerine peçete dekupajı yaptım. Vernikledim.

Çok güzel oldu.Onu çok sevdim.

İtiraf etmeliyim hediyeye yeni yüz yapmak, biraz suçlu hissettiriyor.Fakat tabak ve anısı aynı sadece desenlere katkı sağladım.Bununla yaşabilirim sanırım:) Sevgiyle kalın...