31 Mayıs 2013 Cuma

ISLAK KURABİYE

İnsan türleri içinde ben, eve gelmeyi çok sevenlerdenim.Dışarı da geçirdiğim vakit ne kadar eğlenceli olursa olsun, kapımı açıp evime girmemin verdiği mutluluk paha biçilemez.Tabi eve gelmeyi bu kadar çok seven insanların, doğal olarak kapı açılınca görmek,koklamak istedikleriyle ilgili düşleri de oluyor.Ev de en sevdiğim koku hiç kuşkususuz kurabiye ve kek kokusu :).İnsan bir tarif alırken  kurabiye gibi kokuyormu diye de sorar mı? Sorar:).Kokmuyorsa pişirmem.
Benim de her kadın gibi bir çekmece dolusu yemek kitabım,defterim,bir parça kağıda hızla yazılmış tariflerim var.En sevdiklerimi pişirdikçe, fotoğraflarını çekmeyi unutmazsam :) bloguma eklemeye karar verdim.
Bu günkü kurabiyeleri küçük gökyüzü(kızkardeşim) pişirdi.Ben de fotoğraflarını çekerek katkı sağladım.Aslında hemen her yemek blogunda olan bir tarif ,fakat madem ki çok seviyorum ekleyeyim dimi:)

masalsı,emine masal
MALZEMELER:
  • 25 gram kakao(3 yemek kaşığı)
  • 125 gram margarin ve ya tereyağı
  • 1 tane yumurta
  • 1 çay bardağı toz şeker
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • Aldığı kadar un (2,5 su bardağından biraz fazla)
Şerbeti İçin:
  • 2 çay bardağı şeker
  • 2 çay bardağı su
  • Birkaç damla limon suyu
YAPILIŞI:
  1. Önce şerbeti hazırlıyoruz, suyu ve şekeri kaynamaya başladıktan sonra orta ateşte 6-7 dakika daha kaynatıp ve limon suyu sıkarak ateşten alıyoruz ve iyice soğutuyoruz.
  2. Hamur malzemelerini un hariç karıştırma kabına alıp karıştırıyoruz. Azar azar un ekleyerek ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde ediyoruz.
  3. Hamurdan istediğimiz büyüklükte parçalar koparıp yuvarlıyoruz.Yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklı diziyoruz.
  4. 180 derece önceden ısıtılmış fırında kurbiyelerin üzeri çatlamaya başlayana kadar pişiriyoruz.Yaklaşık 15-20 dk.
  5. Sıcak kurabiyeleri soğuk şerbetin içine hızla batırıp çıkarıyoruz ve servis tabağına yerleştiriyoruz.Üzerlerini fıstık veya hindistan ceviziyle süsleyebiliriz.ben fotoğraf çekmek için acele edince unuttum:( Bir gece dinlendirince daha lezzetli oluyormuş.Dinlendirdik mi?Hayır. Kurabiye gibi kokuyormu? Kokuyor.Lezzetli mi? Muhteşem.Eee daha ne olsun. Sevgiyle afiyette kalın:)

30 Mayıs 2013 Perşembe

DİYET;ÖNÜM ARKAM SAĞIM SOLUM DİYET

Bundan ... yıl önce bir ajandaya o yıl için yapmak istediklemi yazmışım.Tarih 6 mayıs yani hıdırellez.Hızır a.s dan ümidi kesince gül fidanın dalına değil de, iş başa düştü diye  deftere kaydetmişim.Yazdıklarımı okurken uzun uzunda güldüm kendime.Vay be ne kadar da güçlü hissediyormuşum,küçük dağlar benim eserim edasıyla yazmışım.
17. madde;bu yılın sonunda eski kiloma ulaşmış olacağım.Peki ulaşmışmıyım?Elbetteki hayır.Neden böyleyim bilmiyorum.Ben üç beyazla aşk yaşıyorum.Öyle böyle değil, birgün kendimi tutsam, ertesi gün öpe koklaya yiyorum.İnsan çikolatalı çatlak kurabiye aşık olurmu?Olur:)
yine aylardan mayıs(gerçi sonu), madem böyle gerçekleşmesi çokta zor olmayan bir hayalim varmış,bari içimdeki küçük kızın hayalini şimdi gerçekleştireyim dedim.Ne kadar zor olabilirki,sonuçta öptüğüm kurbağayı prense dönüştürmeyeceğim.Fırsat buldukça bunu sizlerlede paylaşmak istiyorum.Yaptırım gücü olsun.Her türlü mahalle baskısına açığım.Bakalım bu yılın sonunda çöp kız olabilecekmiyim.
Hemen kolları sıvadım kütüphanemdeki bütün diyet,sağlıklı beslenme vs. kitaplarını indirdim.

Allahım neyim var benim hayatı boyunca doğru düzgün diyet yapmamış bir kadının niye bu kadar kitabı olsun ki:) demek ki aklımda hep yapmak varmış.Umarım şu merhabadan sonra kilo sohbeti yapan insanlarla karşılaşmam. o zaman bilinçaltım diyet sözcüğüne istemim dışı tepki veriyor:Cııssssssssss
Belki inanmayacaksınız ama bu kitapların hepsini okudum.İki tanesi hariç, temelde aynı mantıktan hareket etseler de  bir çok değerli bilgi öğrendim.Özetle:Kilo kontrolu için proteinler cici,karbonhidratlar cısss:)
Ben sentez bir diyete karar verdim:Karadukan.Umarım Karatay ve Dukan aynı sözcükte anılmaktan  alınmazlar:)

Kısaca özetlemek gerekirse:

DUKAN DİYETİ 4 EVREDEN OLUŞUYOR,

1.Evre: Atak: Bu evre de tamamen yağsız proteinlerle  besleniyorsunuz.Dukan'ın belirlediği 72 yiyeceği (yağsız etler, derisi ayrılmış tavuk, her türlü deniz ürünü, yağsız süt, yağsız yoğurt, yumurta vs) 3 – 10 gün boyunca istediğiniz kadar ve istediğiniz şekilde kombinleyerek yiyebiliyorsunuz. 1.5 kaşık yulaf kepeği de buna dahil.Bu dönem vücudunuzda  birikmiş glikojeni atmanızı ve diyetin geri kalan kısmına güçlü bir motivasyonla başlamanızı sağlıyor.Bu dönem boyunca 1.5 litre su tüketiyor ve 20 dk. yürüyorsunuz.Kaç gün yapacağınıza dukanın resmi sitesinden yapacağınız, dukan testle karar veriyorsunuz.

2.Evre: Seyir:Yine ağırlıklı olarak yağsız proteinle besleniyorsunuz, fakat artık yediğiniz proteinlerin yanına 28 çeşit sebzeyi ekleyerek zengin bir menü ile kilo vermeye devam ediyorsunuz.Günlük ya da 2-5 günlük döngülerle saf protein yada protein + sebze günleri yapıyorsunuz.Genellikle 1 gün saf protein ,1 gün protein + sebze şeklinde uygulamanın daha motive edici olduğu söyleniyor.Yulaf kepeği hakkınız bu dönemde dolu dolu 2 çorba kaşığı.Bu dönemin uzunluğu sizin vermek istediğiniz kilo ile doğru orantılı gidiyor.Su içmeye ve yürümeye devam.Meyvalar ve karbonhidratlar yine cısss

3.Evre: Güçlendirme:İdeal kilonuza ulaştınız. Bundan sonrası artık biraz daha şefkatli. Meyve, ekmek, peynir ve nişastalı yiyecekleri hayatınıza yeniden çağırabilirsiniz.Ama abartmadan: 1 porsiyon fazla şekerli olmayan meyva(100gr.).2 dilim ekmek veya 220 gr. başka bir karbonhidrat.40 gr fazla yağlı olmayan peynir.Haftada iki öğün kendinizi ödüllendirebilir ve verdiğiniz her 1 kilo için 10 gün hesabı ile bu adımın da süresini siz belirleyebilirsiniz.Su içmeye,yulaf kepeğine ve yürümeye devam.

4.Evre:Koruma:Kilolarınıza sonsuza dek veda etmenin haklı gururunu yaşayacağınız son evre. Bu evre de yapacağınız, hayatınızın bundan sonraki kısmında Perşembe günleri ya da sizin belirleyeceğiniz herhangi  bir günde saf protein ile beslenmek ve diğer 3 kuralı uygulamak:Yürümek,su içmek,ve günde 3 kaşık yulaf kepeği tüketmek.

DUKAN'IN KİTABINI OKUMAK ŞART MI?
Aslında kitapta ki başlangıç hikayesi hariç neredeyse her şey, ilgili bloglarda yazıyor. Fakat bu yazılar şahısların yorumlarını da içerdiği için çok motive edici.Bence kimsenin etkisinde kalmadan, ikna olmak için kitabı okumak şart.Ben okudum ve ikna olmadım:) bu diyette tatlandırıcı kullanılabildiği için yulaf kepeği,süt tozu ve sınırlı izinliler listesinde yer alan mısır nişastası ile oldukça geniş tatlı menüleri oluşturulabiliyor.Ben dukan'dan yulaf kepeği ve mısır nişastasını aldım:)harika krepler yapılabiliyor.

DUKAN DİYETİNİN İZİNLİ YİYECEKLERİ

 Proteinler: Et Ve Sakatat:
1.Biftek
2.Sığır Filetosu
3.Bonfile
4.Rozbif
5.Dana Kalça Biftek
6.Dil
7.Bresaola(Kurutulmuş Sığır Eti)
8.Dana Şnitzel
9.Dana Pirzola
10.Böbrek
11.Dana Ciğer
12.Yağsız Derisiz Ön Pişirilmiş Jambon Dilimleri
13.Yağsız, Derisiz Tavuk Ve Hindi Dilimleri
14.Az Yağlı Jambon
15.Av Hayvanları(Geyik,Sülün,Keklik,Yabani Tavşan,Orman Tavuğu)
16.Tavşan
 
Balık:
17.Levrek
18.Morina
19.Yengeç
20.Kızıl Dil Balığı
21.Dil Balığı
22.Kefal
23.Mezgit
24.Merlam
25.Trança
26.Ringa
27.Uskumru
28.Keler
29.Pisi
30.Sarı Mezgit
31.Alabalık
32.Barbunya
33.Somon
34.Füme Somon
35.Sardalya
36.Çipura
37.Vatoz
38.Kılıç
38.Ton
39.Kalkan
40.Mırlan
42.Balık Yumurtası
Deniz Ürünleri:
43.Kalamar,Mürekkep Balığı
44.Deniztarağı
45.Kum Midyesi
46.Yengeç
47.Kerevit
48.Norveç Istakozu
49.Istakoz
50.Akdeniz Karides
51.Midye
52.İstiridye
53.Jumbo Karides
54.Büyük Tarak
55.Karides
56.Deniz Salyangozu

Kümes Hayvanları:
57.Tavuk
58.Piliç
59.Tavuk Ciğer
60.Beç Tavuğu
61.Devekuşu
62.Güvercin
63.Bıldırcın
64.Hindi

Yumurtalar:
65.Tavuk Yumurtası
66.Bıldırcın Yumurtası
Yağsız Süt Ürünleri:
67.Yağsız Süzme Peynir
68.Yağsız Yoğurt
69.Yağsız Süzme Yoğurt
70.Yağsız Süt
71.Yağsız Lor
Protein İçeren Sebzeler:
72:Tofu
   
Sebzeler:  
73.Enginar
74.Kuşkonmaz
75.Patlıcan
76.Pancar
77.Brokoli,Mor Brokoli
78.Lahana:Beyaz,Kırmızı,Kıvırcık Lahana,Karnabahar,Alabaş,Karalahana,Brüksel Lahanası.
79.Havuç
80.Kereviz
81.Hindiba,Radika
82.Kabak
83.Salatalık
84.Rezene
85.Çalı Fasulyesi,Taze Fasulye,Sultani Bezelye
86.Pırasa
87.Mantar
88.Soğan
89.Palmiye Kalbi(Ne ki acaba)
90.Sakız Kabağı,Bal Kabağı,Helvacı Kabağı
91.Biber
92.Turp
93.Ravent
94.Salata Yaprakları:Marulun Her Çeşidi,Roka,Su Teresi,Kıvırcık,Kaba Yonca,Semizotu,Kuzukulağı Ve Otlar.
95.Soya Filizi
96.Ispanak
97.Sarı Şalgam
98.Pazı
99.Domates
100.Şalgam
Karatay diyeti artık diğer posta kaldı,sevgiyle ve sağlık la kalın:)

26 Mayıs 2013 Pazar

PORSELEN PASKALYA YUMURTASI BOYAMA

Evde ki yenileme çalışmalarım, hızla devam ediyor.Bu sıralar bununla fazla ilgilendiğimden midir, bilmiyorum sürekli bana malzeme çıkıyor.Kız kardeşimin minik pofurcuğu, geçen hafta evden şöyle bir geçti.Ardından yaptığım hasar tesbiti, şiddetli bir lodostan halliceydi.Feda olsun küçük adamıma.Kırıcak ki keşfetsin,öğrensin dimi.
Bu parçalarına ayrılmış rus paskalya yumurtasını babam hediye etmişti.

Pofurcuk onu da merak etmiş:)Ben kırılan, dökülenin ardından üzülen biri değilim.Eskiden hasar gören eşya, hatırası varsa bir kutuya yoksa çöpe giderdi.Ama şimdi hayata tutunuyor:Yumurtayı  iki kat enamel boyayla boyadım. 

Kaplardan birindeki minik çatlaktan hiç iz kalmadı. 

Sonra peçete dekupajı yaptım.Kullandığım transfer tutkalından sanırım, peçete demek için şahit lazım,boyamışım gibi duruyor.İki peçete yapıştırdım diye amma havaya girdim:)

Paskalya yumurtaları sahip oldukları ünü Karl Gustavoviç Fabergéye borçlular:
Rus Çarı III. Aleksandr’ın, 1885 yılında Çariçe Maria Fyodorovna’ya verdiği Paskalya armağanı, ilk etapta çariçeyi düşkırıklığına uğratmıştı belki de:yaklaşık 6,5 santim boyunda, mineli bir yumurta;evet, çok zarif bir parçaydı, ama yine de geleneksel bir paskalya yumurtasıydı işte.Oysa yumurtanın içi süprizlerle doluydu. çıldığında, yumurtanın sarısının altından olduğu görülüyordu. Onun içinde altın samanlar üzerinde çok hoş bir altın tavuk vardı. Onun içinde minicik bir elmas taç, onun içinde de mini minnacık bir yakut takı.Çariçe ömründe böyle bir şey görmemişti.Tüm bir çarlık ailesi bu inanılmaz armağan karşısında o kadar büyülenmişti ki,Paskalya yumurtasının tasarımcısı kuyumcu  Karl Gustavoviç Fabergé tüm tasarımlarında çarlık mührünü kullanma hakkını elde etti.


Ben haddimi bilirim,benim yumurtamın Faberge nin yumurtalarıyla  elbette ki hiç ilgisi yok.Ama benimki de güzel oldu değil mi?Oldu oldu güzel oldu:)sevgiyle kalın ...

25 Mayıs 2013 Cumartesi

ALMAN GÜMÜŞÜ BOYAMA

Alman gümüşü olmayan bir ev varmıdır?Hiç sanmıyorum.En azından  bir şekerlik, bir tepsi, bir vazo olmadı bir şamdan her eve  geçerken şöyle bir uğramıştır:).
Bunlar da benim alman gümüşü gondollarım.Kararınca kaplama oldukları için bildiğim kadarıyla parlatmanın bir yolu yok. Her zaman ki gibi boyamadan fotoğraf çekmeyi unuttum.Neyse ki biri boyasız.
alman gümüşlerini yenileme
Fransızcası jardiniere; çiçeklik,saksılık anlamına geliyor.Lakin benim ülkemin fonksiyonel kadınları onu şekerlik olarak kullanıyor:) Kendileri bir dönemin en fiyakalı aksesuarlarından.Söylentiye göre eskiler bir askerlik yapmamışa,bir de gondolda çikolata getirmeyene kız vermezlermiş.
Gerçi bunlara neden alman gümüşü denildiğini de anlamış değilim.Alman deyince benim aklıma sandaletin içine çorap giyen,incecik bacaklarının üzerinde nasıl oluyorsa kocaman bir göbeği olan, ama ille de her şeyin en sağlamını yapan insanlar geliyor.Bu gümüşlerin ne kadar çabuk karardığını düşünürsek, sadece adı alman sanırım.
Ben bu bebekleri önce enamel boyayla 2 kat boyadım.Bembeyaz görüntüleri; bizde bir şeyler eksik diye bağırıyordu.
Onlara biraz yaşanmışlık katmak için yaldızla eskittim.Yeni yüzlerin çok daha fazla sevdim.
YALDIZLA ESKİTME
Aslına uygun, içlerini çiçekle doldurmak için de çiçekçiye gitmeyi bekleyemedim.hemen sitenin bulunduğu sokaktan bu çiçekleri kaptım.Ve fotoğrafları hazırladım.


Ben harika bir boyacıyım.Yine egom tavan yaptı:)Fotoğraf makinem eski,görüntüyü istediğim netlikte yakalayamıyorum.Herşeyin eskisini severim.Fakat teknoloji söz konusu olunca inat etmemek lazım.

Öyle güzel oldular ki,itiraf edeyim o bembeyaz halleri beni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı.Ama eskittikten sonra sanat eseri gibi oldular.eski eşyaları yenileme,öncesi sonrası
öncesi-sonrası,eski eşyaları yenileme 
Eskiden dolabın altında bekleşiyorlardı, şimdi çok severek kullanacağım.Ben mutlu,onlar ihtişamlı, ee bir de Ömer Hayyam dan bir rubai.Daha ne olsun. Sevgiyle kalın...

Gören göze:Güzel, çirkin hepsi bir;
Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir;
Ermiş ha çul giymiş, ha atlas;
Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir.

22 Mayıs 2013 Çarşamba

SAKSI BOYAMA VE PEÇETE DEKUPAJI

Metre kareye 2-3 kertenkele düştüğüne göre Bursa'ya yaz kesin olarak geldi.Gerçi onlara kertenkele demek haksızlık oluyor; iguana, bebek timsah daha münasip olur  kanımca:)Kertenkelelerle  başım hoş olmasa da mayıs ayına bayılıyorum.Sokakları dolduran gül ve hanımeli kokuları,pazar tezgahlarındaki rengarenk cümbüş, bereketi ,yağmuru,güneşi,sabahı,akşamı içimi huzurla dolduruyor.Ben bütün mayıs ağzım kulaklarımda,tasasız yaşıyorum.Çok teşekkür ederim Allahım.Ne olur en kötü günlerimiz hep böyle olsun.
Mayıstan paylarını alsınlar diye balkonda ki plastik saksıları boyadım ve süsledim.
 
Neredeyse mayıs kadar güzel oldular.Her yerde görebileceğimiz sıradan basit plastik,galveniz veya seramik saksılardan biraz
çabayla tasarım saksılar boyayıp, hayatımıza masalsı dokunuşlar katabiliriz.Bunları satın alabileceğim, konsept magazalarda var ama satın aldığım hiçbir şey bana bu kadar güzel gelmiyor,bu kadar egomu okşamıyor :)


 Saksıları iyice yıkayıp kuruladım sonra beyaz akrilik boyayla 4-5 kat boyadım.Güller peçete dekupajı.Mavi çini efektini ise  pon pon süngerle  yaptım.Su bazlı vernikle 2 kat vernikledim.Daha dayanıklı olmaları için suyla sık temas edecek mavi kısımları yat verniği  ile tekrar vernikledim.

Ben çok beğendim,altı üstü bir saksı lakin ne yaparsınız ille de kullandığım eşyayı bile sevmeliyim:)
Bunlarda arkadaşımın  peçete dekupajı yaptığı saksılar.Komşu da boyanır, bize de düşer dedim ve fotolarını kaptım.Bu galveniz saksıyı çok beğendim,çok beğendim, benim olsunlar istiyorum:)

Ama lakin bu porselen saksılar:off ya böyle güzel olunur mu? Beyaz porselen saksılara sihirli bir el dokunmuş,sindrella olmuşlar.Ben renklere,puantiyelere,desene bayıldım.Ellerine sağlık Elifciğim:)
Böyle güzel saksılara Orhan Veli yakışır.Sevgiyle kalın:)



Anlatamıyorum

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum…




15 Mayıs 2013 Çarşamba

KAVANOZ BOYAMA- JAR PAINTING

Zamanla baharat takımımın  parçaları kırılınca, ben de  çözüm odaklı her kadın gibi baharatlarımı kavanozlara koymaya başladım.Fakat aklımın cebinde hep şık bir baharat takımı almak vardı.Sonra bloglarda boyanmış o muhteşem kavanozları gördüm.Hayatımın başka bir eksiğini farkettim: Hiç boyanmış kavanozum yoktu,hemen olmalı dedim ve ben de kendi baharat takımımı yaptım.Kavanozlar evde vardı, kırtasiyede ki son beyaz enamel boyayı kaptım ve işe koyuldum. Dekupaj için kullandığım peçeteyi sevgili eliften bu günleri hayal ederek almıştım zaten.(ileri görüşlüyümdür de).

jar painting,jarİçlerini görebilmek için etiket şeklinde çalıştım.Boyanın etiketin de 140 derecede 30 dakika fırınlayın ya da 21 gün bekleyin yazıyordu.Sabırsızlığım yüzünden fırınlamadan peçeteleri yapıştırdım ve vernikledim.Şimdi kullanmak için 21 gün bekleyeceğim.Sanırım bu hasretle 21 gün yaşayabilirim

jar painting,decoupage jar

Hem şık hem fonksiyonel kavanozlarım var artık.Ne bileyim bu halleriyle onlara kavonoz demek biraz tuhaf şöyle pıtırcık,lolitop falan daha uygun sanki.
Arkadaşlar bloglarında muhteşem süslemeler yapmışlar ama acemi bir boyacıya göre ben de kendimle gurur duydum .
jar painting,decoupage jar
Siz nasıl güzel şeylersiniz öyle:) bak bak doyamıyorum.Nazım Hikmet den bir rubaiyle yazıyı bağlıyayım.sevgiyle kalın:)

Öptü beni : — Bunlar, kâinat gibi gerçek dudaklardır, dedi.  
Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır,dedi.  
İster gökyüzünde seyret, ister gözlerimde :  
körler onları görmese de, yıldızlar vardır, dedi...

13 Mayıs 2013 Pazartesi

ELBİSE MANKENİNE DEKUPAJ YAPTIM-DECOUPAGE DRESS FORM

Sabahları psikolojik durumuna göre giyinen, bu olmadı, bu hiiç olmadı diye giyip giyip çıkaran,sonra da ilk denediğini giyen birisi olarak hayatımın en büyük eksiğini keşfetmiş bulunmaktayım:Bir elbise mankeni:) Hani şu vintage fotoğraflarda olanlardan.Akşamdan elbiselerimi ona giydireceğim,dolabımı mayın tarlasına çevirmeyeceğim,çok düzenli olacağım çoook:)
Ebay da yaptığım geniş çaplı çalışmalardan sonra,bunun ekonomik açıdan pek uygun bir hayal olmadığını da kısa sürede farkettim.Ben eve köle değil, altı üstü bir manken istiyordum :)
Birden bire yine o kadıngillere ait: Ne olcak ya, ben yaparım, genim çalışmaya başladı.Veee  yaptım da :)

diy dress form,dress form decoupage
Gerçi ben malzemeyi temin ettikten sonra English Home ferforje bir manken satışa sundu.Ama ben kendi mankenimi yapmaktan asla vazgeçmedim.Gittigidiyordan plastik bir vitrin mankeni aldım.
manken boyama
Aile fertleri çöp bu, ne yapacaksın bunu diye beni şiddetle kınadılar.Söylenelere aldırmadan başladım boyamaya 4-5 kat boyadım.Bembeyaz oldu. 
Sonra kullanacağım resimlerin yüzeyine bolca transfer tutkalı sürerek, bir korsaj oluşturacak şekilde yapıştırdım.Pon pon süngerle maviye boyadım.
dress form decoupage,diy dress form
Tabi bu arada kağıtlarda boyandı.Ertesi güne kadar endişeli bir bekleyiş başladı.Ya kağıtlar boyayı emerse diye.
Kağıtları ıslak süngerle ovup çıkardım.Vernikledim.
dress form decoupage, diy dress form
Çok güzel oldu, ben çok beğendim.
Bu arada adını masal koydum.Hoşgeldin masal: (Herşeyim tamdı bir sendin noksan)diyerek etrafında dolaşıyorum:)
dress form decoupage,diy dress form
  Ona bir ayak yapmayı tasarlıyorum ama henüz uygun birşey bulamadım.Bulunca eklerim.Boynun daki rahmetli babaannemin yaptırdığı boncuk oyası,kolye olarak kullanıyorum.Nasıl güzel değil mi?Nur içinde yat pamuk ninem:(
  Ben şimdi ne giyeceğim sendromum umarım masalla son bulur:)bu yazıya sezai karakoç yakışır. Sevgiyle kalın...

... 
Ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin 
                                          

6 Mayıs 2013 Pazartesi

AHŞAP BOYAMA YATAK BAŞLIĞI



Nostradamus benim için" bir gün bu hatun kişi, elinde fırça çokça kendini olmak üzere mobilya boyayacak"diye tarihe not düşmüş olsaydı,sen ne içtin kuzum derdim:)(gerçi kahinlere inanmam ondan olabilir)
Bana birden bire ne oldu bilmiyorum.Damacanaya elbise öresim var.Neyse hevesim kaçmadan evde ki diğer eşyalara el atayım dedim. Geçen hafta boyadığım sandıktan sonra, bir var bende benden içerü ne siz sorun ne ben söyleyeyim.Her şeyi yapabilirim gibi hissediyorum.Ev de şöyle bir dolanıp yatak başlığımı kurban seçtim.
ahşap boyama nasıl yapılır
Ona şöyle artistic-vintage bir yüz yaptım.Ağaç mobilyayla çalışmak kolay,olmadı mı zımparalıyorsun altı yine ağaç.Cesurum ben cesuuur:)
Nasılmı: Zımparaladım.Beyaz akrilik boyayla boyadım.ilk kat boyadan sonra çok kötü görünüyordu.4-5 kat boyadım.Bembeyaz  bir başlık oldu.
Bu hali çok sıradandı,ben de onu bu  acınası durumdan kurtardım.Karakteristik bir hava vermek için eskitme yapmalıydım ama nasıl.Araştırdım,okudum,dinledim,seyrettim bir çok yöntem öğrendim.Bu başlıkta  zımparalayarak ahşabın görünmesini sağladım.Böylece aşınmış ama güzel ve soylu bir görüntüsü oldu.
Bu benim ilk eskitme çalışmam bu arada.Boyayı çok kurutmuşum, çok zor aşındırdım.Mutlaka kolay bir yolu vardır.
Bu halini de çok sevdim,ama neden daha karakteristik olmasın ki diye transfer yapmaya karar verdim.Burdan indirdiğim resmin üzerine transfer tutkalını bolca sürdüm ve yüzeye yapıştırdım.Peçeteyle tamponlayarak hava kabarcıklarını tamamen çıkardım.O kadar aceleciyim ki kağıdı hemen soymaya başladım.
transfer nasıl yapılır
Neyseki kendimi güç bela durdurdum.
Ertesi gün resmin yüzeyini ıslattım.İzlediğim video ıslak süngerle ovarak çıkartın diyordu fakat ben güvenemedim elimi ıslatatarak hiç kağıt havı kalmayıncaya kadar yavaşça ovdum.Sonrada su bazlı vernikle vernikledim.Acemi talihi dedikleri bu olmalı.O kadar güzel oldu ki fotoğraflara bir türlü yansıtamadım.İnanamıyorum ya, ben harika bir boyacıyım:)
Bu yeni benin, havalarla ilgisi olmalı diye düşünüyorum.O halde bu yazıya en çok Orhan Veli yakışır.
Sevgiyle kalın:)
GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada âşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti.