Bir Çinli Filozof:"Çay dünyanın gürültüsünü unutmak için içilir"demiş.Çay tüketiminin kişi başı 2,5 kilonunun üzerinde olduğu güzel yurdumun insanlarıyla hep bir ağızdan haykırıyoruz:Bre filozof ağzın bal yesin,ne güzel söylemişsin.Herkes için önemli bir mevzu olmayabilir,lakin çay içmediği günü yaşanmamış sayan bencileyin ademler için çayın tarihi mübarektir,bulanı yadetmek boynumuzun borcudur.Efsaneye göre, büyük Çin İmparatoru Shen Nung’ın hizmetlilerinden biri
bahçede su kaynatırken bir yaprak kaynayan suyun içine düşer.Hizmetçi için talihsiz bir durum elbette.Tam ölümlerden ölüm beğenirken,havaya yayılan çay kokusundan imparator büyülenir,tadını da denemek ister.Pek inandırıcı değil dimi,zehirlenirim korkusuna bir düzine hizmetçi tadmadan yemeğini yemeyen imparator için fazla hovardalık:)
Çayın Japonya'daki efsanesi bizi Bodidharma isimli bir Budist keşişe götürüyor.Hayatının yedi yılını Buda'ya adayarak uyumadan geçiren keşiş,
meditasyon sırasında istemeyerek uykuya dalınca kendine o kadar çok kızmış ki göz kapaklarını kesip toprağa atmış.Gözkapaklarının toprağa değdiği yerden çay filizleri büyümüş.Böylece keşişler çay içerek uyuya kalmadan daha uzun meditasyonlar yapabilmiş,Buda'yı üzmemişler.
Keşke biri çayı avrupalılardan gizleseymiş:)bütün güzel şeylerde olduğu gibi İngilizler içine süt ilave edip ve günün ikindi vaktini ona tahsis edip, onu ingiliz kültürüne mal etmişler.Onlara kızabilirmiyiz?-Çayı sevmemek mümkün olsa belki:)
Uzmanlar çayın her çeşidinin,sütlü limonlu,soğuk, sıcak vs.sağlık açısından yaralı olduğu kanısında.Birçok faydası da kanıtlanmış.
Tibetliler çayı, süt veya su ile demlendikten sonra tereyağı ile karıştırılarak yoğun bir beslenme içeceği elde ediyorlarmış.Rahmetli dedem de çayına bal ve tereyağı eklerdi,ben bunun dedeciğimin pek trendleşememiş keşfi zannediyordum.Mekanın cennet olsun dedeciğim elin tibetlisi de sen gibi içiyormuş çayını:)
Tibetliler çayı, süt veya su ile demlendikten sonra tereyağı ile karıştırılarak yoğun bir beslenme içeceği elde ediyorlarmış.Rahmetli dedem de çayına bal ve tereyağı eklerdi,ben bunun dedeciğimin pek trendleşememiş keşfi zannediyordum.Mekanın cennet olsun dedeciğim elin tibetlisi de sen gibi içiyormuş çayını:)
Havaların bu kadar sıcak olması,bir süre önce yıldızımın barıştığı yeşil çayla beni daha sıkı fıkı yaptı.Su sızmıyor aramızdan.İçinde yüksek oranda C vitamini ve antioksidan bulunan yeşil çayın bu özellikleriyle sindirimi ve vücud ısısını düzenlediğini okuduğumdan beri buzlu yeşil çaylar can yoldaşım.Denediğim tariflerden en çok şeftalili,erikli ve limonluyu sevmiştim.Limon başlı başına bir sağlık mucizesi kabul ediliyor,yeşil çayla birlikteliği Hipokrat'a eşit oluyor:)
malzemeler:
- 2 litre su
- 1 çorba kaşığı yeşil çay
- bir kaç yaprak nane
- 2 limon
- bolca buz
yapılışı:
1)Suyu kaynatıp,ateşi kapattıktan sonra yeşil çayı demliyoruz.
2)Ilınınca bir limonu kabuklarıyla birlikte dilimleyıp içine atıyoruz,nane kullanacaksak çayın iyice ılınmasını bekliyoruz ki acılaşmasın(ben bardağıma minik bir nane dalı atıyorum)
3)Bol buz ve limon dilimleriyle servis ediyoruz.arzu eden tatlandırabilir- ki benim için çayın katlidir:)
Bu sıcakta gonca gülü nerden mi buldum?Derin dondurucudan:)
Çayın meşhur hikayesiyle şimdilik hoşçakalın,sevgiyle afiyette kalın.
Çayın alt demliği "kaynanadır":Sürekli kaynar durur.Dikkat edilmezse taşabilir.
Üst demlik "gelindir":Alt demlik kaynadıkça onun harareti artar, ama aynı zamanda olgunlaşır ve çay demlenir.
Bardak"gelinin kocasıdır":Her iki çaydanlıktan da yeterince nasibini alır.
Biraz kaynana doldurur,birazda gelin. Bu nedenle denge çok önemlidir.Açık veya demli çayın hoşa gitmemesi bundandır.
Çayın şekeri ise "çocuklardır":Çaya tat verir fakat çok şeker çayın lezzetini bozar. Şekersiz çaya alışanlar için ise bir tanesi bile fazla gelebilir.
Çay kaşığı"görümcedir":Arada bir gelir karıştırır ve gider.
Kayınpedere gelince o da "çay tabağıdır":Çayın demine
suyuna hiç karışmaz, bir köşede sessiz sedasız oturur.
Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini engeller.
Ancak ara sıra boşaltmak gerekir yoksa taşıp her şeyi berbat edebilir.
"Çay süzgeci"ailenin sahip olduğu değerlerdir:Aileyi dış müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı kaçabilir.
Suyu ısıtan ateş ise "hoşgörüdür":O olmadan aile de olmaz.
Kısacası bir bardak çay "AiLEDiR"
Ve ağız tadıyla içilen bir bardak çaydan daha mutlusu yoktur...
Yeşil çayı sıcak olarak sıkça tüketirim.Fakat buzlusunu ilk defa deneyeceğim.Güzel tarifin için teşekkürler
YanıtlaSilpişman olmayacaksınız :)
SilBen sizi nasıl olmuşda yeni keşfetmişim.
YanıtlaSilKızdım kendime inanın :)
Şöyle bir göz attımda bayıldım :)
Bende beklerim :)
teşekkür ederim.gelirim tabi:)
Silalttaki hikayeye bayıldım :)
YanıtlaSilçok güzel bir benzetme,okumaktan hiç bıkmıyorum :)
Sil